15/05/2025
Nasıl anlatsam, duygularımı nasıl dile getirsem gerçekten bilemiyorum. 15 yıllık hekimlik yaşamımda sistemden, meslekten ve meslektaştan soğuduğum bir dönem yaşamamıştım. Ta ki bu yıla kadar. Bu mesleğe başlamanın mantığının önce hayvan ve sonrasında insan sağlığı olmasına rağmen, bir mesleğin getirildiği, sıkıştırıldığı nokta bu. Biz uçan kuşa zarar gelmesin, kışın hayvanlar soğuktan açlıktan, yazın susuzluktan ölmesin, hasta ve yaralı olanlar sağlığına kavuşsun diye uğraşırken yasa ile gelinen nokta üzücü değil, korkutucu, ürkütücü. Küçücük çocuklara, gencecik öğrencilere, kadına acımayan sistem beklendiği gibi hayvanlara acımayacaktı. Bu kadar insan bu yüzden bas bas bağırdı. Hayvan sevmeyen insan bile eline sopa alıp, talimat büyüklerden geldi deyip görev benimsedi, sürek avına çıktı. Yavaş yavaş, göstere göstere bu katliama sürüklendi hayvanlar. Kimisi yerini, kimisi işini kaybetmemek için, kimisi belki gerçekten içinden gelerek ve inanarak yaptı bu işi bilinmez. Ama bir gerçek var ki, olan yine suçu, günahı olmayan hayvanlara oldu. Biz doktora tezimizde barınak köpeklerinde stresi azaltmak için klasik müzik dinlettik, oyunlar oynadık, sevdik, gezdik, kokular uyguladık. Neden? Barınakta kaldıkları kısa süre içinde bile maruz kaldıkları stresi en aza indirmek için. Şimdi ne oldu? Benim 10 yıl önce sahada çalıştığım uğraşın tam tersi işliyor. Olanları ne üzerimde önlüğüm varken, ne de önlüğümü çıkardığımda açıklayamıyorum. Kötülük ortak nokta olunca, işin siyaseti ve partisi de olmuyor sanıyorum. Kimlerin haberi var, kimlerin parmağı var, kimlerin onayı var elbet belli olur. Belki yaptırımı olur, belki olmaz bilemiyorum. Tek gerçek hayvanların canıyla ödediği gerçeği. Merakım yetkililerin kayda değer açıklama yapması, katliama karşıyız diye devamlı açıklama yapan ve Osmangazi belediyesi ile protokol yapan meslek odasının ne diyeceğidir.