21/09/2025
4- Çağdaşlığı köpek öldürmek diye yanlış yerinden anlayan Batıcı muhafazakarlar:
30 bin köpeğin katili Cemil Bey kimdi?
Geçen pazarki başkan Suphi Bey’in aksine arkasından gelenlerden Cemil Bey/Paşa üç kez (18.08.1912-7.11.1914; 28.8.1918-15.12.1918; 5.5.1919-28.02.1920) şehremini olup toplamda 3 yıl 124 gün başkanlık edecekti. Cemil Bey de görev aldığı dönem yüzünden İttihat ve Terakki Fırkası (İTF) diye anlaşılsa da Subhi Bey’in aksine kendisi hakkında yüzlerce bilgi belge günümüze ulaşmıştır. Cemil Bey İttihatçı değildir. Ama döneminin en fantastik adamıdır.
Şehremini Operatör Doktor (Topuzizade) Cemil Bey (Cemil Topuzlu), Erk Acarer’e göre Fatih’in topuzunu taşıyan Topuzlu ile başlayan Topuzluoğlularındandır. Baba ve anne (Siruzizadeler) tarafından ilmiye sınıfından geliyordu, kayınpederi Mehmed Cemaleddin Efendi (Kevabibiyezadeler, Hâlidefendizâdeler, Gelenbevizadeler…) 17 yıl 2. Abdülhamit’in şeyhülislamıydı ve İttihatçıların 1913 Baskını ile iktidara gelmesinden sonra Mısır’a sürüldü. Fesli Kadire başkan diyen bir vakfın beş ay önce kendisini anlattığı bir video youtube’da mevcut, meraklısı bakabilir..
Ne çok “zade” var değil mi? Soner Yalçın’ın “Efendi: Beyaz Türklerin Büyük Sırrı”, “Efendi 2: Beyaz Müslümanların Büyük Sırrı” ve “Bu Dinciler O Müslümanlara Benzemiyor” kitaplarını okursanız Osmanlı’nın son 200 yılının şeyhülislam ailelerini inceleyip anlayabilenlerin günümüzü de doğru okuyabileceğini anlarsınız..
Cemil Bey, ‘80 Yıllık Hatıralarım’’ başlıklı kitabında kendi dönemindeki köpek kıyımını ‘‘Meşrutiyetin ilânından sonra, İstanbul'daki köpeklerin büyük bir kısmı toplatılarak Marmara'daki Hayırsız Ada'ya gönderilmişti. Bununla beraber belediye başkanlığına tâyinim sırasında 30 bine yakın köpek buldum. Bunları yavaş yavaş imha ettirdim. ...Süprüntüleri sabahları kapılarının önüne bir çöp kabı içinde koymayıp sokağa atanların çöplerini tekrar evlerinin içine döktürdüm’’ diye övünerek anlatacaktı...
12 Ocak 2023’te Gerçek Hayat (gzt.com)’ta Bağdagül Öz, “İttihat ve Terakki ile CHP döneminde İstanbul Belediye Başkanlığı yapan sabetaycı mason Cemil Topuzlu da 30 bin köpeği adaya göndererek açlıktan öldürdüğünü hatıratında övünerek anlatıyor” diye yazmış. Burada tarihi çarpıtma söz konusu, Cemil Bey’in Şehreminilik tarihlerine bakarsanız İTF’ci değil asıl Hürriyet ve İtilafçı olduğunu görürsünüz. Kendisi de kaynatası da has Abdülhamitçidir. Cemil Bey, 1. Dünya savaşına Osmanlının girmesinden birkaç gün önce ilk başkanlığını bitirmiş, savaş biterken de ikinci kez başkan olmuştur. Millici eylemlerin arttığı İstanbul’daki üçüncü döneminden Nafia Nazırlığı ile beraber istifasıyla Damat Ferit’in bile öfkesini üzerine çekecektir. CHP dönemini bırakın Cumhuriyet döneminde bile başkanlık yapmadı. Hakkındaki mason iddiasını oldukça kuvvetli ama sabetaycılığını zayıf buluyorum.
O konulara girmeden önce 1866 doğumlu olan Cemil Bey’in hasletlerini konuşmak gerekir. En detaylı incelemeyi TDA Türk Dünyası Araştırmaları Mayıs-Haziran 2020 sayısında Öğr. Gör. Erkin Akan “Şehremini Cemil Paşa’nın İstanbul’un Çehresine Katkıları” adlı makalesinde okuyabilirsiniz. Gülhane parkı gibi yerlerin açılması, yeni yollar, bulvarlar, şehir tiyatroları, merkez hali ve mezbaha yapılması, İstanbul’un ağaçlandırılması hizmetleri başta olmak üzere günümüze kalan çok eseri vardır.
Cemil Bey, Türkiye’ye modern cerrahi alet ve uygulamalarını getirmiş doktordur. Dünya çapında bir cerrahtır. 2. Abdülhamit’in saray cerrahıdır. Abdülhamit’in oğlunu ameliyat ettiği için müşir (mareşal) ünvanını alır. Zeynep Kamil Hastanesini ilk özel hastane olarak hizmete açmıştır. Askeri Hastanesinde ve Şişli Etfal Hastanesinde çalıştı. Ulusal ve uluslararası birçok bilimsel kuruluşun üyeliğine getirilmiştir. Antisepsi ve asepsi ilkelerinin benimsenmesi, kloroform anestezisinin yaygınlaştırılması, radyoterapi uygulamasının başlatılması, Türkiye’de ilk beyin ameliyatı, durmuş kalbin yeniden çalıştırılması gibi birçok ilke imza atmıştır. Atardamar yaralanmaları için geliştirdiği dikme yöntemi, Fransız tıp kitaplarında “Arter Yaralanmalarının Cemil Paşa Yöntemiyle Dikilmesi” başlığı ile yer almıştır. 1909 yılında kurucu dekan olarak ülkemizin ilk sivil tıp fakültesi olan İstanbul Tıp Fakültesini kurdu. Bunu dişçilik ve eczacılık okulları izledi. Türkiye'de anne ve bebeğin yaşadığı ilk sezaryen doğumu gerçekleştirdi.
Cemil Bey, 1. Dünya Savaşını tüm ailesi, akrabaları, aşçıları ve uşaklarıyla İsviçre, Cenevre’de, yurtdışında geçirdi. Kurtuluş Savaşı sırasında da yoktu. Hükümet ile her ters düştüğünde soluğu Avrupada aldı. Ama yurda döndükten sonra da elbette yoğurdunun ekşi olduğunu demedi. Cumhuriyetten sonra çeşitli biçimlerde kendisini güvenceye alınca 1924’te İstanbul’a dönmüş, belediye başkanlığına seçilmeyince 1925-29 yıllarında tekrar Avrupaya gitmiştir. Ece Ayhan’a göre “Alman, İsviçre ve Osmanlı sermayesinin mutlu işbirliğinin sonuçlarından biridir”.
Zamanında şehremini olarak atanmasına sebep olan, sonradan gıcık olduğu damadına kalmasın diye İpar ailesine sattığı dillere destan köşkünü Alexandre Vallaury’ye yaptırmıştır. Mimar Vallaury, Çiftehavuzlar, Kadıköy, Cemil Topuzlu Caddesindeki Cercle d'Orient (Büyük Kulüp’ü de tasarladı. Cemil Topuzlu 1936’da bu kulübün başkanı seçildi. Bu mimarın başka eserlerini de ileride yazacağım. 1958’de ölünce adı zaten açık olan Harbiye Açıkhava Tiyatrosuna verildi.
Soner Yalçın’a göre, Cemil Bey, kabinedeki diğer mesai arkadaşları gibi hem İngiliz Muhipleri Cemiyeti’ne hem de Tarikat- Salahiye Cemiyeti’ne üyeydi. Bunlardan idam edilenler, yurtdışına kaçanlar ve affedilenler oldu. Bu kısmı Soner Yalçın’ın cümleleriyle bitirelim:
“İdama mahkum edilen Damad Ferid hükümetinin Nafıa nazırı, İngiliz Muhipleri Cemiyeti Başkanı Dr. Cemil Topuzlu, sonra affedilecek ve adı gün gelecek İstanbul’daki sokak ve caddelere verilecekti. Örneğin, Harbiye’deki Cemil Topuzlu Açıkhava Tiyatrosu..
Tarikat-ı Salahiye Cemiyeti mensuplarının kimi bugün hala vatan haini olarak biliniyor; kiminin ise adı, caddelere sokaklara veriliyor. Kimi ise dede diye yere göğe konulamıyor…”